Yaşayan ölüler

Özetle; Ölülerden çok yaşayanlardan korkmak. Yaşarken kapamak ölülerin gözlerini ve ölenle açılan gözlerimiz. Konuşmak için ölmeyi beklememek gerek, belki de... Tik, tak, tik, tak, tik, tak, tik...
Ocak '08

“Ölülerden çok yaşayanlardan korkuyorum!” Bu kelimeler Manila’daki Kuzey Mezarlığı’nı evi yapmış 10 binlerce yoksuldan birisinin dudaklarından dökülüyor. Mezarları kırıp -inanışlarına göre- ölülerle beraber gömülen değerli eşyaları çalmaya gelenler ve uyuşturucu bağımlıları sitem ettikleri. “33 yaşındayım. Burada doğdum, burada büyüdüm, galiba burada öleceğim. Ya çocuklarım?” diye soran bir başka Manilalı’nın eklediği gibi; “Fakirlik, kanuna karşı gelip pislik içinde yaşamayı gerektirmez.”

Manila Çin Mezarlığı; bakımlı, şık, turistikAda devlet Filipinlerin başkenti Manila’nın, artık dünyaca ünlü Kuzey Mezarlığı, yıllardır yoksul Filipinliler’e ev sahipliği yapıyor. Bu mezarlıkta doğup büyüyen, bu mezarlıkta bir ömür tüketenler var. Kaçıncı nesil mezarları evi biliyor, bir muamma.

Durum artık öyle bir hal almış ki, eski sakinler “yeni gelenleri” eleştiriyor. Yeni gelenlerin ölülere kendilerinin bunca zamandır gösterdiği saygıyı göstermediklerinden, sürekli kumar oynayıp içki içtiklerinden, ruhları ve ziyaretçilerini rahatsız etmelerinden yakınıyorlar ve bu gibi nedenlerden dolayı isimlerinin kötüye çıkmasına içerliyorlar.

Düşük gelirlilerin ev sahibi olma umudunun iyice yitirildiği zamanlarda başlayan bu “mezarlığa göç” sonucunda kimi anıt mezarlar ev, kimi bildiğiniz kahvehane, aralarda basket potaları, kimi bakkal, kimi eğlence merkezi -derken özellikle karaoke kastediyorum- kimi de büfeye çevirilmiş. Gönüllü öğretmenlerden ders alan çocukların eğitimi için dersliklere çevrilenleri de unutmayalım.

Başkentin zenginleri körfez manzaralı lüks konutlarında yaşarken, ülkenin üçte birinden fazlası fakirlik sınırının altında yaşamla savaş veriyor, hala, Manila’da da. Mezarlık evlerine taşınmakla kira masrafından kurtulan Manilalılar, elektriği kaçak kullanıyorlar, devlet nasıl olsa zenginden alıyor hesabı yapılıyor belki de orada da. Su içinse mezarlıktaki tek çeşmeden, muhtemelen sırayla, yararlanıyorlar. Mezarlığın temizliğini ihmal etmemek belediyenin dikkat edip uygulamada aksatmadığı bir hizmet ve tek hizmet.

Manila Amerikan Mezarlığı; düzenli, şık, tenhaEn nihayetinde hepimizin -son- evi olucak olan mezarlar bu şehirde her ne kadar farklı amaçlar için kullanılsa da, sakinleri ölüleri de ihmal etmiyor ve geçim kaynağı olarak da mezarlıktan faydalanıyorlar. Cüzi bir miktar para karşılığında zenginlerin mezarlarına göz kulak olanlar var aralarında, mezarları düzenli bir şekilde temizleyenler, bakanlar var. Arz-talep-hizmet şeytan üçgeni.

Devletin ise eli kolu bağlı, coğrafya farklı belki ama zaman aynı, gidişat benzer. Nitekim verilen sözler de aynı; ileride (Kaçıncı nesile denk?) mezarlarda ikamet eden herkesi yerleştirmek için inşa edilmesi planlanan konut projeleri.

İlk defa gidilen bir şehirde, kasabada, bir köyde ziyaret edilmesi gereken ilk yer mezarlıklar olmalıdır bana göre. O yörenin geçmişi kadar geleceğini de bulabilirsiniz mezarlıklarda. İnsana yaşarken verilen değerin ölçülmesinde en yetkin sayaçtır mezarlıklar ve yaşarken bulunan en huzurlu mekanlardan biridir. ✪