Türk medyasının tecavüze empatisi

Türk sineması yıllarca tecavüze uğrayan kadınların iyilik meleği bir erkek tarafından kurtarılıp muhteşem bir hayata kavuşmasını konu eden filmlerle dolup taştı. Vildan Daşdöğen, özellikle medyada, tecavüze ve tecavüzcüye yönelik söylemdeki gevşekliğe dikkat çekiyor.

Artık hemen hemen her gün bir mecrada tecavüz haberi okuyoruz, duyuyoruz. Tecavüz olayının kendisi bir yana, yargının tecavüzcüye verdiği kararlarlara isyan ediyoruz. Fakat bir yandan da sinirlendiğimiz öfkelendiğimiz bir olayın öznesine saldırırken ‘’sana tecavüz ederim, bunun gibilere tecavüz müstehak’’ şeklindeki argümanları hiç sakınmadan normal bir küfür gibi sarf ediyoruz.

Türk sineması yıllarca tecavüze uğrayan kadınların iyilik meleği bir erkek tarafından kurtarılıp muhteşem bir hayata kavuşmasını konu eden filmlerle dolup taştı. Hatta bazı oyuncuları kafamıza bu filmlerin oyuncusu olarak kodladı. Ahu Tuğba, Serpil Çakmaklı, Banu Alkan bu isimlerden bazıları.

Bunun yanında yalnızca tecavüzcü olarak aklımıza gelen isimler de var. Tecavüzcü Coşkun, Nuri Alço gibi. Bir oyuncuyu kendi ismi yerine ‘’Tecavüzcü Coşkun’’ olarak kabul etmek, tecavüzcü olarak benimsemek, tecavüzcü olarak sempati beslemek türk sinemasının tecavüz’e verdiği en büyük desteklerden biri olsa gerek.

Tecavüze uğrayan kadınların kurtarıcıları bir yana, artık tecavüzcülerine aşık olan ve tecavüzcüleriyle mesut bir hayata kavuşan kadınları konu alan dizilerimiz gitgide artmakta.

Örneklemek gerekirse:

Yaprak Dökümü: Leyla karakterine sevgilisi tecavüz eder, bir süre psikolojik tedaviden sonra tecavüzcüsüne aşık olur evlenir.

Fatmagül’ün Suçu Ne: Fatmagül kendisine tecavüz edip etmediğinden emin olmadığı ancak tecavüzcü grubun içinde yer alan kişilerden biriyle zorla evlendirilir, başta sevmez ama zamanla aşık olur evlenir. Dizinin kendisi tecavüzü konu aldığı için diğer tecavüzcülerin hayatlarının nasıl altüst olduğu işlense de, sonuç başta yazdığım gibi değişmez.

Öyle Bir Geçer Zaman ki: Ali Kaptan eski karısı Cemile’ye karşılıksız aşkından tecavüz ediyor, sonraki bölümlerde zamanla Cemile ve Ali Kaptan yeniden beraber olmasalar da günlük hayatlarına aralarında bu olay yaşanmamış gibi devam ediyor.

İffet: Bu da daha önceleri Yeşilçam sinemasında kafamıza Tecavüzcü Cemil ve Araba Camı sahnesiyle belleğimizde yer etmiş bir film. Diğer filmlerin dizileri tutunca hadi biz de bir tane çekelim amacıyla çekilmiş dizilerden biri belli ki. Fakat sonuç değişti mi? Elbette hayır. Cemil bambaşka bir insana dönüştü, İffet Cemil’e aşık oldu evlendiler. Ve alavereli dalavereli hayatlarıyla reytingleri zorlamaya devam ediyorlar.

Yakın bir zamanda tesadüfen Cosmopolitan dergisinde bu dizideki karakterle ilgili oyuncuyla yaptıkları röportaja rastladım. Bir alıntı yapabiliriz: Cemil kötü bir karakter olsa da arkadaşlarının yeri ve sevdiği kadın onun için çok önemli. Ayrıca, tecavüzcü karakteri ‘’ gözü kararınca her türlü deliliği yapan bir erkeği canlandıran’’ olarak tanımlamış röportajı yapan Elif Öksüz.

Kendisinin nasıl gözü kararmış da tecavüzcü bir karaktere bunları yakıştırmış peki? Bu kısım pek anlaşılacak cinsten değil. Muhteşem(!) röportajın devamını şu linklerden okuyabilirsiniz:

“Kendine güvenen kadınlar ilgimi çeker”“Maço olmam imkansız”

Medyanın desteğiyle büyüyen tecavüz toplumunun etkilerini aşağıdaki örneklerde daha iyi anlayabiliriz sanıyorum.

 

Yazıyı nasıl bitireceğimi düşünürken aynı dakikalarda 80 yaşındaki bir adamın yeni doğmuş bir köpeğe tecavüz ettiğini ve 250 TL nafaka cezası aldığını, 13 yaşında tecavüz mağduru bir çocuğun okulundaki diğer çocukların veliler tarafından okulda istenmediğini,  yine 13 yaşında tecavüze uğrayan bir çocuğun babasının tecavüzcüsüyle evlenmesini başlık parası olarak bir tarla, bir sığır ve beş de küçükbaş hayvan, ve namusu giden kızı yerine yeni bir kız istediği haberlerini okudum.

Ve yine aynı dakikalarda televizyonda İffet ve Öyle bir geçer zamanki’nin yeni bölümlerinin tanıtımı geçiyordu.

  ✪