Kimliğinin peşindeki ses

Mısır Milli Marşı'nın yazarının kısa ve etkileyici yaşamından bize kalan
Ekim '11

Seyyid Derviş, Türkiye’de müziğe çok detaylı yaklaşanlar dışında geniş kitlelerce pek bilinmeyen, ancak doğu coğrafyası – en azından Arap Müziği- için, önemi hiç azalmayacak bir müzik adamıydı. Birçok sıra dışı yetenek gibi, yaşarken kadir kıymet görmemişi öldükten sonra neredeyse bir mit olmuştu. 1893 doğumlu olan ve Mısır Arap Cumhuriyeti Milli Marşı’nın da bestecisi olan Derviş, tatmin edici bir kariyere ulaşmak üzereyken hayatını kaybettiğinde yıl 1923’dü. Ardından, müzik okulları onu, Arap Müziği’nde modernizme geçişin, yaşanan dönüşümün simgesi olarak, bayrak yaptı. Özellikle Mısır’da, kültürel emperyalist Osmanlı’nın etkisiyle, bir seçkinler sınıfının eğlence aracı olan “doğu ezgileri”nin, halka yayılmasında, bir anlamda ulusal bir çerçeveye bürünüp, kimlik kazanmasında başrolü oynayan besteci olarak, okullarda ders konusu haline gelmesi, kuşkusuz ki ölümünden sonra oldu. Seyyid Derviş de bir ayağa kalkandı, karşı çıkan ve kendi yolunu çizen bir besteciydi.

İskenderiye doğumlu Derviş, çocukluğunda bir münşid [[1. Güzel şiir/şarkı okuyan/söyleyen. Arap ülkelerinde ayrıca müezzinlik benzeri bir sorumluluğu olan kişilerdir.]] olmak üzere eğitildi. Derler ki, ailesine bakmak için işçilik yaptığı bir gün, sıvacı olarak tuğlaları dizerken söylediği şarkıyla, gezgin bir tiyatro ekibinin dikkatini çekiyor. Ekiple birlikte Suriye’yi turlayan Derviş ülkesine döndüğünde, savaşın da etkisiyle iş bulamayınca, turne sırasında aldığı müzik eğitiminin katkısıyla kafelerde ya da bulduğu her fırsatta sahnelerde söylediği şarkılarla geçiniyor. Sesi, dönemin ünlü şarkıcılarıyla karşılaştırıldığında alelade değildir Derviş’in. Bilinen, güçlü arap sesine karşılık, Derviş’in güçlü yanı sesi değil, beste yeteneğidir.

1918 yılına kadar, basmakalıp bir mücadele içinde şarkı söyleyerek hayatını kazanmaya çalışan Derviş, sahneye çıktığı birçok mekanda başarısız olarak addedilir. İş bulmakta zorlanır. 1918 yılında ise, kendisi için radikal bir karar alır ve Arap lirik tiyatrosuyla uğraşan Selim Higazi’nin ekibine katılıp Kahire’ye yerleşir. 1920’lerin başlangıcına kadar, hem tiyatro oyunlarına beste yapar, operetler/librettolar besteler, dönemin “Sahnelerin Kraliçesi” diye tanınan Mısırlı şarkıcı Munîra al-Mahdiyya ile şarkılar söyler. Mısır, tiyatronun da gücüyle, arka arkaya milliyetçi görüşleri öne çıkaran, Mısır kültürüne sahip çıkan şarkı kitap ve oyunlarla hareketlenirken, besteci olarak Derviş bu hareketin tam göbeğinde yer alır. 1920 yılında opera bestelemeye başlar ve “Kleopatra ile Mark-Anthony” isimli bu opera ancak 1927 yılında (ölümünden sonra) sahne görebilir.

1920’lerin başlarında Derviş artık tiyatro kumpanyalarının aranan bestecisi olmuştu. Hatta kendi tiyatrosunu kurup, başrol oyuncusu olduğu dönemleri de yaşadı, ancak bu oyunlar başarısız oldu. 1922 yılında yine tiyatro oyunları için beste yapmaya başladı, 1923 yılında ise yaşamı sona erdi.

Sesini üç plak firması kaydetti. Bir ermeni göçmenin sahibi olduğu küçük bir plak şirketi 1914-20 arası çalışmalarını, Alman firması Odeon 1922 yılı çalışmalarını ve bir başka firma da 1922 yılına ait çalışmalarını kaydetti. Bu kayıtlar, ilerleyen yıllarda dijital olarak temizlendi. Birçok bestesi ise farklı şarkıcı ya da müzik grubu tarafından yorumlandı, icra edildi. Ölümünden sonra yaratılan mite uygun olarak kokain overdozuyla öldüğü söylense de, oğlu Hasan Derviş yazdığı kitapta bunun doğru olmadığını söylemiştir. Müziğe yaklaşımıyla kendi alanının “devrimci” ruhlu bestecisi, yıldızlardan bir yıldız artık.

[sws_toggle1 title=”Shaykh Sayyıd Darwîsh (1892-1923) – Beirut Oriental Ensemble Şarkı listesi ve DL”]

  1. Mounyati Azza Stibari
  2. Ya Shadi Al Alhan
  3. Ya ‘ouzayba Al Marshaf
  4. Schtou Wajdan
  5. Bisifaten Ga’alatni
  6. Namma Dam’i Min ‘ouyouni
  7. Salla Fiana Al Lahza Hindiyya
  8. Koullama Roumtou Irtishafan
  9. Ya Bahguet Al Rouh
  10. Tef Ya Dourri
  11. Al ‘azara Al Maissat
  12. Ya Tara Ba’d Al Bi’ad
  13. Hayyara Al Afkar
  14. Hibbi Da’ani Lilwisal
  15. Dayya’t Mustaqbal Hayati

DL [/sws_toggle1]

[sws_divider_line] ✪

Önceki

1929’da sıradan bir gün… ya da kıyamet alameti

Sonraki

Christophe Jacrot: The Sound of Rain