İnsan merkezli tavırdan yapaylık kavramına

insan merkezli bir tavırdan  yola çıkarak ürettiği resimlerinde, günümüz ilişkilerindeki “yapaylık” kavramını ve iletişim problemlerini yansıtan Nehir Çetin'in sergisi 'Yapay İlişkiler' 20 Ağustos – 5 Eylül 2011 arasında Piha Kolektif Sanat'ta.
Ağustos '11

Nehir Çetin – YAPAY İLİŞKİLER // ARTIFICIAL RELATIONSHIPS
20 Ağustos – 5 Eylül 2011

Hush Gallery (“20/4”) ve Galeri Piha (“Nehir Çetin // Yapay İlişkiler”) ortak açılış gerçekleştirecektir.

Piha Kolektif Sanat
Caferağa Mahallesi Bademaltı Sokak
17/B Moda Kadıköy İstanbul
T. 0216 337 15 13
http://www.pihasanat.net
pihakolektif@gmail.com

Gerçek Yaşam Sahnesinde Kurgulanmış Sembolist Bir Gösteri

Bugünün dünyasında, zaman ilerledikçe insanlar arasındaki ilişkilerin beklenti ve amaçlar doğrultusunda giderek  gerçek anlamını kaybetmeye başlayıp sıradanlaştığı, iletişim problemlerinin ise günden güne attığı görülmektedir. Durum böyle olunca psikolojik olarak kendini tüm doğallığı ve gerçekliği ile ifade edemeyen birey, çoğu zaman toplumsal ilişkiler içerisinde yapmacık tavırlar içerisine girebilir. Bir savunma mekanizması gibi oluşturduğu bu yapay karakteri, sanki maske takıp sahnede kendisine verilmiş rolü oynamaya çalışan bir tiyatro oyuncusuna benzetebiliriz.

Eski dönemlerin görkemli saraylarında, nasıl ki saray soytarıları ve hokkabazlar, onları himayesi altında tutan krallarına karşı, yaşamlarında zaman zaman farklı psikolojiler içerisinde bulunsalar da, daima iç gerçekliklerini kısa süreliğine bir kenara atıp, güler yüzlerini ve türlü oyunlarını göstermek zorunda oldukları gibi, günümüz dünyasının ilişkilerinde de bireyler, adeta her zaman  eğlendirme zorunlulukları olan bu karakterler gibi, çeşitli seviyelerde ilişkiler içerisinde  bulundukları ya da yaşamı paylaşmaya mecbur kaldıkları kişiler perspektifinden ne yazık ki sadece nesnel ve eğlendirici işlevleriyle beğeni gören kuklalara dönüşüyor çoğu zaman.

Nehir Çetin, insan merkezli bir tavırdan  yola çıkarak ürettiği resimlerinde, günümüz ilişkilerindeki “yapaylık” kavramını ve iletişim problemlerini yansıtmada, simgesel anlamlar yüklediği tiyatral sahneleri bir ifade biçimi olarak benimsiyor.
Mekan, tıpkı bir tiyatro sahnesine dönüşüyor resimlerinde. Işık,  tiyatral tavırlar içerisinde bulunan karakterlerin ifadelerinin algılanmasında izleyiciyi yönlendiren bir unsur olarak kullanılmıştır. Kompozisyonlarındaki farklı unsurlar ve açık-koyu tonları aracılığı ile yakaladığı ritim de, yine izleyiciyi yüzlerde biçimlenen ifadenin algılanması doğrultusunda yönlendiren bir yapılanma boyutunda karşımıza çıkmaktadır.

Genç bir ressam olan Nehir Çetin’in resimlerinde, kurgusunun yanı sıra resim kurallarına bağlılığı da dikkati çekiyor. Mekan içerisinde oluşturduğu tekli ya da çok figürlü kompozisyonlarında, sıcak ve soğuk renk kontrastlarını uyguladığını görüyoruz. Resimlerinin tamamına egemen olan soğuk atmosfer anlayışı ise, insan ilişkilerinde yaşanan problemlerin  yarattığı iç gerilimin etkisini görsel boyutta  hissettiriyor.

Resimlerinde başat olarak karşımıza çıkan figürleri, belirgin konturlarla sınırlanıyor. Bu biçimsel yapılanmanın yanı sıra, mekan içerisinde dağılmış olan masklar, buruşturulup atılmış kağıtlar gibi bazı nesneler ile mekan içerisinde uyguladığı renklere yüklenen simgesel anlamlar bize Paul Gauguin’in resimlerini de düşündürüyor.
Gerek tek figürlü kompozisyonlarının birçoğunda, tuvalde resme egemen bir konumda yerleştirdiği karakterlerin,  gerekse de  çok figürlü kompozisyonlarında figür toplulukları içerisinde bulunan bir veya iki karakterin, sanki içerisinde bulundukları ortamın dışına çıkmak istercesine resimle temas kuran izleyiciye yöneltilmiş bakışları, izleyiciyi bu ifade aracılığıyla resmin içine çekme arzusunun yanı sıra, kavramlar boyutunda düşündürmeye yönlendiren bir bağ kurma isteği olarak da açıklanabilir.

Nehir’in açmış olduğu bu ilk kişisel sergisi ile birlikte gerçekleştirdiği çıkış, ona bir genç sanatçı olarak ileriki süreçte, bu resimleriyle ortaya koyduğu tutarlı tavrının altyapısı üzerine, “duruş ve üretim” boyutunda zorunlu olarak “sürekliliği” de koyacağı bir misyonu beraberinde getirmektedir.

Serkan Azeri – Sanat Eleştirmeni ✪

Önceki

Independent Ninjalar

Sonraki

İstanbul Animasyon Festivali’ne hala başvurmadınız mı?