Ekin Urcan

Erman Akçay, illüstratör Ekin Urcan ile konuştu.
Ağustos '16

 


İzmir doğumlusun, Çanakkale’de okudun ve şimdi de İstanbul. İstanbul’u nasıl buldun? Beklediğin gibi çıktı mı?

Aslında doğrudan bir beklentim yoktu. Okul zamanı da çokça vakit geçirdim aslında İstanbul’da. Pek yabancı değildim ama uzun süreli sessizliğe alışkın olduğum için şimdi burada yaşamak, sessizliğe özlem yaratıyor. Birden fazla yapmam gereken şey oluştu. İşe gidiyorsun bazen sonra çizmen gereken şeyler oluyor diğer yandan ev uğraşıları, yolda geçen süre, zamanın her noktası doluyor burada, farkında olmadan tükeniyorsun da… Sorun değil tabii, bir süre de böyle olmalı hayat belki ama sonsuza kadar burada kalma düşüncem yok zaten. Kadıköy güzel şimdilik…

Reklamcılık sektörüyle ilgili neler söylemek istersin?

Ajanstan ayrıldım. Freelance işlere girdim. Gördüğüm o ki; şu zamanda reklam ajansında çalışmak için biraz mazoşist olmak lazım ama kaçamıyorsun işte… Bir yandan da ajansların o yoğun temposunda hızlıca bir fikir oluşturmak ve tasarıma dönüştürmeyi seviyorum. En sıkıntı yaşadığım şey egosu taşan çalışanların tatsız halleri, reklamcının ününün kötü olması da bu yaygın davranışların çokluğundan, yoksa güzel olacak…

İş hayatı yaratıcılığını nasıl etkiledi? Hem reklamcı hem sanatçı olunabilir mi?

Reklam tarafında yani grafik tasarlamak, fikir bulmak, sanat yönetmenliği akılcı, mantıklı ve ayakları yere basıyor. Sanat işinde kendinlesin, nasılsan. İkisini bir arada yürütebilmek, seçim yapmak önemli. Yürür ama koşmaz. Tasarım fikri düşünürken zihin sıçramaları, sanat işi yapan insan için bence güzel besin. Tercihe bağlı hepsi, sanırım.

İllüstrasyon alanında birçok serbest sanatçı, birçok farklı tarzda iş üreten genç insan var.  Ülkemiz açısından illüstrasyonun gelişen bir sektör olduğunu söyleyebilir miyiz?

Çok kişi görüyoruz artık. Çokça saçma, sıradan, dijital şişirmeyle, iş bilmeyen editörlerin kabulünü kazananlar da çok. Gerçekten nefis işler yapan da. Teknoloji ve ekonomik refahın artması bir anda binlerce illüstratör çıkardı. Çizmeye yirmi yaşından sonra başlayan kişi, dijital etkilerle kendine illüstratör dedi falan. Elle tutulacak otuz kişi var en fazla. Bir de ‘hepiniz birden ne zaman illüstratör olmaya karar verdiniz’ demişti birisi…

Daha çok hangi teknikle çalışıyorsun? Tablet de kullanıyorsun sanırım.

Teknik sınırım yok ama mürekkep ve kağıt ana malzemem. Teknikten çok biçim arayışındayım. Tablet, dijital çalışacağında vazgeçilmez malzeme ama o daha çok endüstriyel işlerde tabii.

Şu an neler yapıyorsun, ileriye dönük planların var mı?

Şu an kendi işlerime devam ediyorum, yakın zaman bir de sergi olabilir. Sadece sanat işiyle yaşabilmek de ileriye dönük bir hayal olabilir. 

  ✪

Önceki

Thomas Bernhard – Nereye bakarsak bakalım devlet ölüleri görürüz

Sonraki

Eva’nın içinde ne var-idi?