Gaserata

İlk (ve şimdilik tek) albümleri "I have a Lyubovnik" ile ilgimizi çeken Letonya'lı post rock grubu Gaserata ile konuştuk.

 

İlk (ve şimdilik tek) albümleri “I have a Lyubovnik” ile ilgimizi çeken Letonya’lı post rock grubu Gaserata ile konuştuk. Çeşitli kesintilerden sonra, grup elemanlarının 2007 yılında Letonya’ya dönmesiyle çalışmalarına hız veren Gaserata, “müzik için müzik” yapıyor.

– Gaserata – Incidental Sex (With Feelings) 6:34 mp3

Gaserata: Hey! Gaserata’ya ilginiz için teşekkürler. Hala kar amacı gütmeyen dergiler yapan ve hatta bu işi uluslarası yapanlar olduğunu bilmek güzel…

Futuristika: İnternet sağolsun, albümünüz “I have a Lyubovnik”e ulaştık ve hastası olduk. O zaman, müzik sektöründe online satış konusunda görüşlerinizle başlayabiliriz. Bu durum daha iyi bir müzikal ve sosyal konuma yükseliş evrimi midir yoksa kendi çocuklarını, müzisyenleri ve dinleyicileri yiyecek olan aceleye gelmiş bir devrim midir?

İnternet çok güzel bir şey. Herşeyi bulabiliyorsunuz; karınızı ya da kocanızı, hatta aynı zamanda ikisini birden… Eğer internet üzerinden müzik promosyonundan bahsedersek, özellikle de bizim yaptığımız gibi bir müzikle , bu yolu seçmek %100 doğal bir hareket. Çünkü müzik aslında tamamen bir hobi ve sektörle işi yok. Hiçbirimiz bir gün büyük bir grup olup müzikle çok para kazanan rock yıldızı olmayı “düşlemiyoruz, umut etmiyoruz, inanmıyoruz vs.” Albümümüzü internet sitemiz üzerinden yayınlamamızın nedeni de budur. Hem gerçekten, bugünlerde kim CD player’ları kullanıyor ki? CD formatının bir şekilde ölmekte olduğunu düşünüyoruz. Ancak bazen eğer eğlenceli ya da özelse CD almayı sürdürüyoruz. Çünkü gitaristimiz Martins’in arabasındaki teyp mp3’ü desteklemiyor:) (Sadece onun arabası var ahaha.)

Bizim için kelimelerden daha çok önemli olan ses ve müziktir.

Belki de olan biten müzik promosyonunun evrimidir. Belki de bu evrimin anlamı, artık müzik kayıtlarıyla büyük paralar kazanılan o eski günlerin sona erdiğidir. Açıkçası bunu pek umursamıyoruz. Hepimizin, müzikle ilgisi olmayan tam zamanlı işlerimiz var.

“Kendi çocuklarını yeme” konusuna gelince, her zaman müziği sadece eğlence için yapacak olan ve çok güzel saniyeler, dakikalar, saatler boyu çok güzel bir müzik yaratacak insanlar ve bu müziği dinleyecek insanlar olacağına inanıyorum. Bize göre bu durum, insanların hangi müziği dinlemesi gerektiği kararının verilmesinde müzik şirketleri ve müzisyenlerin arasındaki güç dengesini yeniden şekillendirecek. Aslında bu bir hayali GÜÇ değil gerçekte, daha çok birilerinin yardımı olmadan insanlara ulaşma ve onlarla paylaşma şansı.

“I have a Lyubovnik” albümünüz hakkında, bildiğim kadarıyla “Lyubovnik”‘i “Aşık” diye tercüme edebiliriz. Bu kelime bana Valery Todorovsky’nin 2002 yılı dramasından çekilen film “Lyubovnik”i hatırlatıyor. Muhteşemdi. Albüm isminin bu filmle ilgisi var mı? Değilse nereden çıktı?

Vaaay. Gerçekten de o filmi ve Rusça kelimenin İngilizce yazılışından bihaberdik:) Yani ismin filmle ilgisi yok. Bir albüm ismimiz vardı (Netīšām). Hep beraber hava alanındaydık, uçak bekliyorduk. Sonra aniden, belirli bir mantıklı sebep olmaksızın, bas gitaristimiz Aija bizim gibi uçak bekleyen bir oğlan çocuğuna bakarak “I have a Lyubovnik” dedi. Sonra albümü kaydettiğimizde bu “I have a Lyubovnik”in albümün tamamı için uygun olduğunu farkettik.

-Biz kesinlikle ve %100 sahne grubuyuz.-

İsimlerden gidiyoruz, Gaserata ne demek? Orada kaç kişisiniz? Myspace sayfanıza göre 4 görünüyorsunuz.

Gaserata’nın bir açıklaması ya da anlamı yok. Grubun adının “Saare” olduğu dönemde ortaya çıktı. Eski davulcumuz grubu bırakıyordu ve ismi kendi yeni grubunda kullanmak istedi. Çünkü onun fikriydi. Böylece gruba yeni bir isim bulmak zorunda kaldık. Bir süre önce, davulcumuz bir soda şişesinin etiketinde Gaserata’yı okudu. Estonya dilinde “Durgun Su” demek.

Sonra ilk konserimizden sonra bas gitaristimiz Aija geldi ve davulcumuza “Kelimeyi yanlış okumuşsun. Gasserimata olacak, Gaserata değil!” dedi. Ancak konseri vermiştik bile, sonuçta bu isimle devam etmeye karar verdik.

Doğru, grupta dört kişiyiz, Aija bas çalıyor, Maris davula takılıyor ve Nauris ile Martins isimli iki gitarist var. Tamamen farklı karakterlerde ve farklı müzikal geçmişleri olan dört kişi bir şekilde bir araya gelip birşeyler yapmayı başarıyor.

Albümde oldukça ilginç şarkı isimleriniz var. How Are YOUUU Doin’?! , La Pission Impossible, Incidental Sex (With Feelings) gibi… Belki de müziğe bakış açınıza, sizdeki groove ve mizah ile birleşmiş bir hüzün olduğundan daha dikkatli eğilmeliyiz. Şarkı isimlerine nasıl karar veriyorsunuz?

Şarkı sözlerimiz olmadığından, şarkılara isim koyma kısmı beste aşamasının en zor bölümü:) Sıradışı şarkı isimleri seçmemizin nedeni de budur. Şarkıların isimleri, şarkıların kendisiyle hiç ilgisi olmayan küçük durumlardan ya da anlardan ortaya çıkıyor. Ancak şarkıların isimlerindeki cümle parçalarından bahsedildiğinde, bizim için kesin olan şu ki belirli kısımlar tamamen şarkımıza uyuyor. Herneyse, bizim için kelimelerden daha çok önemli olan ses ve müziktir. Bir şekilde böyle gelişti. Enstrümantal müzik ile duygularımızı ve hislerimizi daha çok ifade edebiliyoruz. Ve kendimizi, kelimelerden çok daha iyi anlıyoruz.

Ayrıca doğru bir vurgu yapmışsınız. Müziğimiz hüzünlü, ciddi ve derin olsa da, bunu groove ve ironi ile sırıtan bir suratla yapıyoruz.

Bana kalırsa (sıradan ama tutkulu bir enstrümantal ve progressive dinleyicisi olarak) soundunuz funky tonlarla birlikte doğu melodileri de taşıyor. Çalışmalarınızı Grails, Alman Kraut babaları CAN ve Grobschnitt ile yanyana koyabilirim. Grubun genel etki kaynakları neler?

Funky tonlar Gaserata’nın ilk dönemlerinden kalma. O zamanlar biraz daha değişik bir gruptuk. O dönemde soundumuz daha çok funk ve jazz etkilenimliydi. Şimdiki gitaristimizden biri de o dönemden kalma olduğundan, hala içinde o zamanın etkisini taşıyor. Doğu melodilerini açıklama biraz zor, bunu farkında değildim:)

Genel bir müzik etkisine gelince… Hmm.. “Genel” bir etki olmadığını söyleyebilirim, çünkü Gaserata öncesi yaptığımız müzik oldukça farklıydı. Martins, grubu ile post hardcore-emocore çalıyordu. Nauris ve Aija ise bir funk-jazz grubundaydı. Maris ise indie takılıyordu. Türlerin iyi bir karışımıyız yani. Belki de bazen doğu ezgilerinin ortaya çıkmasının nedeni budur:)

Jancis ve Emilija Liela tarafından yapılmış albüm artwork’ü çok güzel. Onlar kim?

Onların uzaylı olduklarını duydum. Emilija çok tatlı bir kız. Sanat sepet işleriyle uğraşıyor. Resim yapıyor, çiziyor, kendin yap etiğine uygun (D.I.Y.) sanat işleri yapıyor ve çok yüksek sesle konuşuyor. Albüm kapağındaki yaratıkları o yaptı. Ve Jancis ise, onun kim olduğunu bile bilmiyorum:) Bu durumda o yaratıkların çizimlerini alıp tarayan ve artwork’ün dijital tasarım kısmını yapan kişi oluyor. Kendisi bilgisayar başında oturup albüm kapakları hazırlamanın dışında, muhteşem bir grup olan TESA’da [www.myspace.com/tesaband] davul çalmaktadır ve bir dövmecidir. Martins için beş adet, Maris için de iki tane dövme yapmıştır.

Stüdyoda olmak mı sahnede olmak mı? Gaserata için fark nedir? Şarkıları kaydedildikleri gibi mi çalıyorsunuz yoksa grup serbest, emprovize performansa açık mı?

Biz kesinlikle ve %100 sahne grubuyuz. Gaserata stüdyoya sadece bir kere gitti. Canlı performans setimizdeki şarkıları kaydetmek için. Kayıt için özel bir hazırlanma sürecine girmedik. Sadece belirli gitar kısımlarını değiştirdiğimizde girip olayı “tamamladık.” Ayrıca, şarkılarımız zaten hiçbir zaman “tamamlanmış” değildir. Her zaman küçük değişiklikler, bir çeşit doğaçlama kısımlar yaparız.

Bu aralar başucu kitaplarınız, dergileriniz neler?

Martins: Hmm, Başucu kitapları, dergileri… Hiç yok diyebilirim. Çok fazla boş vaktim yok, özellikle de yataktayken…

Maris: Başucumda İngiliz, Amerikan ve Rus edebiyatından önemli kitaplar var. Ancak henüz hiçbirini bitiremedim. Çok kitap okuyan Nauris’tir. Aija’nın kitapları ise müzik okulundakiler.

Umarım bir gün İstanbul’da sizi bir konser verirken ya da sadece bir bira içerken görürüz.

Bizi orada çalmaya davet ederseniz, İstanbul’a hemen geliriz:)

Müziğinizi bizimle paylaştığınız için teşekkkürler. Kadıköy’den size bol şans…

Gaserata’ya gösterdiğiniz ilgi için teşekkürler.

Gaserata:

Maris – davul
Nauris – gitar
Aija – bas
Martins – gitar

[Web sitesi] – [Myspace]

Gaserata – I have a Lyubovnik ücretsiz download: ✪