Karaburçak Moru – İhsan Cemal Karaburçak Güzellemesi

Bilge Karasu çok severdi...
Ağustos '13

[av_heading heading=’KARABURÇAK MORU – İHSAN CEMAL KARABURÇAK GÜZELLEMESİ’ tag=’h2′ color=’meta-heading’ style=” padding=’10’]

[av_one_full first]
[av_textblock ]

“Ankara akşamlarında, akşamın geceye dönüştüğü saatlerde damların bacaların arkasında Karaburçak morunu gördüğünüz olmadı mı”?

                                           Turan Erol – 1970

[/av_textblock]
[/av_one_full]

[av_section color=’main_color’ custom_bg=’#681049′ src=” attachment=” position=’top left’ repeat=’no-repeat’ attach=’scroll’ padding=’default’ shadow=’no-shadow’ id=”]
[av_one_full first]

[av_image src=’https://futuristika.org/wp-content/uploads/karaburcak-1.jpg’ attachment=’25592′ align=’center’ animation=’top-to-bottom’ link=” target=’no’]

[/av_one_full]
[/av_section]

[av_section color=’main_color’ custom_bg=” src=” position=’top left’ repeat=’no-repeat’ attach=’scroll’ padding=’default’ shadow=’no-shadow’ id=”]
[av_one_half first]

[av_textblock]
İhsan Cemal Karaburçak

  1. yüzyıl Türk resminin en özgün sanatçılarından biri olan İhsan Cemal Karaburçak, akademik eğitimi reddederek kendini geliştirmiş sayılı otodidakt sanatçılardandır.

Uzun yıllar sürdürdüğü memuriyet döneminde resimle tanışan, yaşamının büyük bölümünü geçirdiği Ankara’da evinin bir odasından dönüştürdüğü mütevazi atölyesinde çalışmalarını sürdüren Karaburçak, Türk resminin değeri yıllar geçtikçe anlaşılan gizli kalmış ustaları arasında yer alıyor. Retrospektif niteliğindeki bu sergi, özgün üslubu kadar renkleri, özellikle de tuvaline imzası kadar yer etmiş “mor”uyla tanınan İhsan Cemal Karaburçak’ı yeniden tanıma fırsatı veriyor.

Resim fırçasını eline ilk kez 1930 yılında, Telgraf İşleri Müdürlüğü’ndeki görevi gereği bulunduğu Paris’teyken kaydolduğu École Universelle’de alan ancak katı öğretim kuralları ve sanat anlayışına uygun düşmemesi sebebiyle yarıda bırakıp kendi kendini yetiştirmeye karar veren Karaburçak, modern sanatı yakından incelemiş, herhangi bir akım ya da üsluba bağlı kalmadan kendine özgü bir resim dili oluşturmuştur. 1930-1970 yılları arasında portre, natürmort, doğa görünümleri, kent manzaraları, gece manzaraları, soyutlamalar ve soyut çalışmalar olmak üzere pek çok konuda eserler üretmiştir.

“Ben bir renk ressamıyım. Güneş de renkleri öldürdüğü için tabiatı havanın karardığı, bulutların biriktiği veya yağmurdan sonra toprağın, ağaçların ve binaların yıkandığı, renklerin meydana çıktığı saatlerde sevmekliğim bu yüzden olabilir. Koyu tonları da daha çok bu tonlar arasında uygun yerlere konulan ışıkların veya alttan gelen aydınlanmanın olgun cazibesi altında kaldığım için seçiyor olmalıyım. Belki de kötümser veya melankolik bir ruh veya mizaç meselesidir; kim bilir? Ama sebep ne olursa olsun beni doyuran bir netice aldığıma ve sanatı da sanat için yaptığıma göre sanatımdan, dolayısıyla da hayatımdan memnunum demektir.”  – İhsan Cemal Karaburçak, 1968
[/av_textblock]

[/av_one_half][av_one_half]

[av_textblock ]
(1897, Istanbul-Ankara, 1970)

Öğrenimini Beşiktaş Rüştiyesi’nde, Kabataş İdadisi’nde ve PTT Mekteb-i Alisi’nde tamamladı. Çeşitli devlet hizmetlerinde bulundu. 1933’te Anadolu Ajansına geçti. 1944-48 yıllarında, bu kuruluşun Bükreş temsilciliğini yaptı. 1949’da bu görevinden kendi isteğiyle ayrılarak, ilgi duyduğu sanat çalışmalarına daha geniş zaman ayırma olanağı buldu.

Resim yapmaya ileri bir yaşta (32) başladı. Paris’te hocaların verdiği akademik bilgilerle bağdaşamadığı için, kendi eğilimleri doğrultusunda çalışmayı tercih etti. 1951’den itibaren açtığı kişisel sergileri nedeniyle, Sanat Anlayışı adı altında bir dizi broşür (kitapçık) yayımlayarak “Genç arkadaşım” diye seslendiği sanat meraklısına kuramsal bilgiler ve görüşler iletmeye çalıştı.

1956’da Ankara’da kendi adını taşıyan bir galeri açtı. 1965’e kadar burada sergiler düzenledi. Türk Plastik Sanatçıları Derneği başkanlığı yaptı. Sanat Tenkitçileri Cemiyeti, Çağdaş Ressamlar Cemiyetinin üyeliklerinde bulundu. Ankara’da Siyah Kalem Grubu isimli bir ressamlar topluluğu oluşturdu. 1962’de Venedik Bienaline katıldı. 1968’de 29. DRHS’de resim dalı ikincilik ödülünü kazandı.

Resimlerine imzasını kısaca İCK olarak atan Karaburçak, Ankara ve yöresinin koyu mor ve lacivert tonlar içinde geceye dönüşen görüntüsünü, kendi paletine özgü bir resim türüyle özdeşleştirmeyi başarmıştır. Saf bir duyarlık, içten bir doğa ve insan sevgisi, etkileri aşmaya çalışan bilinçli bir seçicilik, onun resimlerine, özgün bir kimlik katmıştır.

“Asıl olan hangi tamperamanın nasıl göründüğü, nasıl yorumlandığı ve nitelendirildiğidir ,yoksa ne önemi var bir ağaç, bir ev, bir dağ, bir bulut, bir saksı veya elma her zaman her yerde bulunabilir”

 
[/av_textblock]

[av_image src=’https://futuristika.org/wp-content/uploads/karaburcak-4.jpg’ attachment=’25597′ align=’center’ animation=’no-animation’ link=” target=’no’]

[/av_one_half]
[/av_section]

[av_section color=’main_color’ custom_bg=” src=” position=’top left’ repeat=’no-repeat’ attach=’scroll’ padding=’default’ shadow=’no-shadow’ id=”]
[av_one_half first]

[av_image src=’https://futuristika.org/wp-content/uploads/karaburcak-5.jpg’ attachment=’25595′ align=’center’ animation=’no-animation’ link=” target=’no’]

[/av_one_half][av_one_half]

[av_image src=’https://futuristika.org/wp-content/uploads/karaburcak-2.jpg’ attachment=’25596′ align=’center’ animation=’no-animation’ link=” target=’no’]

[/av_one_half]
[/av_section] ✪

Önceki

Psikoz oluşumunda Ressentiment’in muhtemel rolü üzerine bir vesika

Sonraki

Mikhail Bulgakov – Üç kapik