Futuristika! kafa buluyor…

Birkaç ay önce, kendimizi yine internetin gizemli dehlizlerinde dolaşırken bulduğumuz bir ikindi vakti karşımıza çıkan The Head Project'i incelediğimizde, "İşte, tam Futuristika!'lık bir proje!" diye söylenmiştik, ne de haklıymışız...
Haziran '10
Katar'dan bir Jessica gelir... Solda gelen kutu, sağda Jessica ve ortada Najla Kuwari'nin bizim için yolladığı hediyeler; tütsülük, lavanta kesesi ve bir ayna!

The Head Project‘in yaratıcısı, kurucusu, editörü, yazarı, geliştiricisi yani kısaca her şeyi olan Headguy ile devam eden bir dizi yazışma sonrasında, Najla Alkuwari tarafından, bir süredir Katar’da misafiri olan manken kafası Jessica Green Day İstanbul’a gönderildi, Futuristika! mutfak ekibine ulaştırıldı.

Pardon, arada ne kaçırdık? Ne diyorsunuz hiç anlamadık!

The Head Project, anonim kalmayı tercih eden Headguy’ın internet üzerinden tek başına yürüttüğü “kolektif” bir çalışma. Yaratıcılık, algı ve sosyal davranış biçimleri üzerine devam eden bir proje olan The Head Project’de, fotoğraf, video gibi araçlarla, hareketsiz bir objenin ulaştığı kişilerle olan ilişkisi kayıt altına alınıyor. Bu çalışmalar projenin -şu sıralar yenilenmekte olan- web sitesinde arşivleniyor. Yaratıcılığı -ya da isteyene daha sade bir şekilde sadece “güne neşe katmayı”- tetikleyen projede, küresel anlamda kişilerin birbirleri ile bağlantıya geçmesi de hedefleniyor.  Bu yönleriyle aklı başında bir proje gibi görünse de “The Head Project”, Headguy’ın dediği gibi oldukça da “saçma”, bize göre ise “absürd”. (Bkn: Absürd ile saçma arasındaki 7 fark!)

Projeye ilgi duyanlar katılmak için Headguy ile bağlantıya geçiyorlar. Headguy’un “kafasına” yattığında da, onun yönlendirmesiyle kendilerine en yakın ülkede bir başka katılımcıda bulunan bir manken kafası adreslerine postalanıyor. Manken kafasını alan katılımcılar istedikleri şekillerde, istedikleri araçlarla manken kafasının misafirliği boyunca kayıt tutuyorlar ve bu çalışmaları The Head Project ile paylaşıyorlar.

İşte Futuristika! mutfak ekibinin yaptığı başvuruya çok sevinen Headguy, o dönemde -en yakında- Katar’da bulunan manken kafasını, yani tam adıyla sevgili Jessica Green Day’i İstanbul’a yönlendirdi.

Jessica şehre ilk geldiğinde oldukça yabancılık çekti açıkçası. Misafir olduğu Futuristika! “ana merkez binası”nın pencereli bir köşesinde, günlerce miskin miskin oturup sokaktan akıp giden hayatı seyretti. Sokaktaki cinnet ile pek de iç açıcı olamayan bu vakitler, neyse ki bilumum kedi, köpek, martı, karga, kumru, serçe komşuluğunda şenlendi, neşelendi.

Jessica’yı Futuristika! ekibinden ilk misafir eden Peri Kazancı oldu!

<

p style=”text-align: center;”> 

Anadolu yakasından Avrupa yakasına çıktığı yolculukta Peri’nin merceğinde İstanbul’un o günlerdeki puslu havasını soludu Jessica… Yeşilköy bahçelerinde yuvarlandı, Galata’da ikindileri karşıladı. Döndüğünde yorgun ama mutluydu.

Kısa bir süre dinlenen Jessica’nın yolu, bu sefer Futuristika! ekibinden Barış Safran ve bu projede asistanlığını yapan sevdiceği Müge Maria Işık ile kesişti.

<

p style=”text-align: center;”>

İkili, İstanbul-Bursa hattında, Jessica ile kısa film tadında günler geçirdiler.

<

p style=”text-align: center;”>

Eğlenceli bir lunapark gezisinden gerilimli bir aşk üçgenine dönüşen maceraları, doğum, şiddet, kişilik bölünmesi gibi anahtar kelimeler içeren sayko bir tecrübeye de dönüşmüş oldu. Neyse ki kimseye “kalıcı” bir hasar gelmeden, Jessica geçici evine tek parça halinde dönebildi…

<

p style=”text-align: center;”>

Diğer Futuristika! yazarlarının bir bölümü ve bir kısım Futuristika! sever ile geçen günlerin ardından şimdi Jessica bir sonraki durağı için adres beklemekte.

<

p style=”text-align: center;”>

Soğuk bir kış günü geldiği İstanbul’dan belli ki sıcak bir yaz gününde ayrılacak olan sevgili Jessica, yeni maceralarda buradaki kadar eğlenebilecek mi bilemiyoruz, fakat biz kendisiyle geçirdiğimiz süre içerisinde çokça eğlendik.

Bu dönem boyunca bizden neşesini ve ilgisini eksik etmeyen Headguy’a ve projeye fikren ve fiilen katılan, destek veren Peri Kazancı, Barış Safran, Müge Maria Işık, Pınar İlkiz, Emrah Doğan, Fatih Gül, Hilal Kantar Gül ve Ali Abaday’a teşekkür ederiz… ✪